20090617

Peki ya ben??

Kafam çok karışık, toparlayıp yazmaya çalışıcam, bu arada benim yazılarımda imla hataları, kelime hataları görebilirsin, bunlara takılma, ben hakkaten bişey öğretmeye çalışmıyorum. Senelerdir gördüğüm, düşündüğüm, gözlemlediğim şeyleri yazıyorum buraya, hayatının anlamını bulamazsın burda. Ya da benim ne kadar mükemmel bir hayatım olduğunu, hayatımın sadece alışverişten ibaret olduğunu da göremezsin. Çünkü öyle değil.

Geçenlerde bir rüya gördüm. Rüyam şöyleydi: kalabalık bir arkadaş grubuyla Küba'ya gitmişiz. Rüyamda hepsi yakın arkadaşım ama tanımıyorum yani gerçek hayatımda. Neyse bende ne zamandır istediğim kallavi bir fotograf makinası var. Bunlar tepeye çıkıyor, dağ gibi bir yer, ben de bunların fotografını çekicem. Beni de niye dışladılarsa:) Neyse süper fotograf çekiyorum ya ondandır. Ben işte pozu ayarlıyorum, geriye gidiyorum filan güzel çıksın fotograf diye. Anaa bir bakıyorum ki gözyüzü kıpkırmızı, o anı fotograflıyorum. Birden o çıktıkları dağ patlıyor, meğersem orası bir yanardağmış. Hepsi ölüyor yanımdan korlar içinde bacaklar kollar filan geçiyor. Ben de bakakalıyorum, kurtuldum diye sevinsem mi, üzülsem mi bilemiyorum. Tvlere filan çıkıyorum, Kübada faaliyete geçen yanardağdan kurtulan tek insan diye.

Bunu anektot olsun diye anlattım, belki biraz ruh halim hakkında fikir sahibi olursun sevgili okuyucu..Bir insan neden kendisini "peki ya ben ne olucam" diyecek kıvama getirtir? Asıl sorumuz, mühim konumuz bu.

Bencillik nedir, sınırları nereye kadardır, benim isteklerimin, hayallerimin bittiği nokta neresidir? Önce bunu tanımlamak gerekiyor sanırım ki, peki ya ben sorusunu hiç bir zaman sormak durumunda kalmayalım.



Ayn Rand okuyanlar bilirler, bilmeyenler için bunun için ayrı bir post giricem, bunu sizlerle paylaşmak beni mutlu eder çünkü. Ayn Rand'la tanışmam Ay ve Paranoya sayesinde olmuştur. Bunlar nedir anacım derseniz, kod adları diyebilirim. Hayatın Kaynağı kitabından başlayan Ayn Rand tutkum Atlas Silkindi kitabı ile devam etti.

Ayn Rand günümüzde Bireyselciliğin en büyük savunucularından biri olarak literatüre geçmiştir. Bir insanın mesleki, duygusal ve maddi özgürlüğü ve tatmini üzerine odaklanmıştır. Başka bir postta uzun uzadıya değineceğim için özet geçiyorum. Hatta Mad Men adlı diziyi izlerken Rachel Menken bana Hayatın Kaynağındaki Dagny Taggart karakterini hatırlattı. Ki Mad Men'de Ayn Rand'a bir sürü atıf görebilirsiniz. Ayn Rand hayranlarına güzel bir haberim de çekimleri 2010da sona erecek olan Atlas Silkindi filminde Dagny karakterini Sharon Stone ya da Angelina Jolie'nin oynayacak olmasıdır. Angelina büyük ara farkla rolü kapar gibime geliyor. Aslına bakarsan bu rolüen güzel oynayacak olan Aydır bana kalırsa..

Bu arada evden canlı bağlatı da yapayım, zeytinyağlı barbunyayı yaktım üzerine afiyet, kilosu da 5.75 yetele biliyo musun sevgili okuyucu, ama yazma aşkı herşeyden üstündür.

Ayn Rand dedik, barbunya dedik, Angelina dedik, peki ben sevgili okuyucu? Ah yine konuya geldik. Beynine şaplak yer mi insan, ben yedim hem de bikaç saat önce. Bazen algıların açılması için beyne şaplak yemek gerekir der atalarımız, ya da belki derler ilerdeki kuşaklar, nasılolsa bir internet sayfasının kaybolması 80 yıl sürüyormuş. Ben daha gücüm yettikçe yazıcam. İşte bak blog yazmanın bence en büyük güdüsü, iz bırakabilmek. her ölümlüde olan bir güdü bu, köpekler bile işediklerinde ağaçlara, yollara işaret koyuyorlar, insanoğlu naapmasın? Çiçekler, böcekler hayat da pek bir güzel derken, birlikte yürüdğünü zannettiğin insanın kafasının karışması, ulan ben bi de öyle bir gideyim demesi, senin ondan gayrı bir planının olmaması, bışşş diye kalmandır aslolan. Bunun olmasında da sen tutup da karşındakini suçlayamazsın. O bir birey değil mi şekerim, her birey de kendinden sorumlu değil mi? Sen niye kendine pay biçiyorsun, sen niye bişiyler hayal ediyorsun ki? Senin burda sorgulaman gereken şey, kendi isteklerin, kendi hayallerin ve kendi planlarındır.Bunu böyle bil, o kalın kafana sok ve bunu iyice anla.

Yarın kuaföre gideyim de biraz insana benzeyeyim sevgili okuyucu. Kuaför demişken, İstanbul Beşiktaşta kuaför tavsiyesi isteyenler için Kuaför Nihat derim başka bişey demem, hem terapist hem de sanatçıdır zat-ı muhterem. İletişim bilgileri için mail atmanız yeterlidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder